SU
GİBİ AC(Z)İZ
BARDAĞIN
İÇİNDE bir damla su. Bir aşağı bir yukarı gezdirdim onu. Sonra durup seyrettim.
O damla , aczin ve fakrın en güzel ifadesi olan; muhtaç oluşun, isteyen oluşun,
yalvarış halinin sözsüz ifadesi olan göz yaşını andırıyordu.
Doğrusu
suyun tarifinde bile acz ve fakr saklı. Renksiz, kokusuz, tadsız, şekilsiz
deriz ona . Sahip olmayışın, renksiz oluşun sembolüdür o. Sahiplenmeyen ve
kendilerinden bir şeyleri olmayanların sembolü…
O,
hadsiz nimete kavuşanlara Hadsiz Nimet Veren’in güzel bir aynasıdır.
Kendisi
renksizdir.
Fakat
onda bütün renkler görünür. Gökkuşağı onun minik ellerinde boyanır. Her mevsim
farklı renklere bürünür. Yeşil elbiseler dokunur onda , ağaçlara libas olur.
Rengarenk giysileri giyinen bahar hurileri onunla gülümser. Ziynetleri olan
meyveler renkli bardaklarda sunulur bizlere.
Şekli
ve biçimi yoktur.
Fakat
bütün şekiller ve biçimler ihsan edilir ona. Hadsiz biçimli beyaz kar melekleri
o mürekkeple çizilir. Onun yüzüne hadsiz nakışlar dokunur. Yapraklar, çiçekler,
kelebekler, insanlar ve hayat onun harcıyla şekillenir. Girdiği her şeyin
biçimini alır ve Biçimi Veren Sanatkârın sanatını gözlere okutur.
Kokusu
yoktur.
Fakat
bütün kokular onun lisanı halinde Rabbine olan teşekkürlerin ifadesi olur.
Rabbin nimeti onun dilinde sevinç gözyaşlarıyla şükür tebessümüne dönüşür. O
küçük damlacıklardan şükrün kokusu yayılır.
Tatsız
olarak bilinir.
Oysa
tatlılara tat veren şerbettir o. Tüm lezzetler onun ellerinde sunulur bize. Tat
olunla ulaşır dile ve dillerin şükrüne vesile olur.
SU
acz ve fakr libasına büründükçe Rahmet Sahibi Sâni, onu hadsiz nimetlere mazhar
eder. Sahip olmadıklarının çokluğunca güzellikler yazar onun mürekkebinde. Acz
ve fakr libasına bürünmüş saf su, safi Rahmet olur. Dillere rahmet okutur.
Su
bize seslenir. Benim gibi renksiz, kokusuz, “ben”siz olursanız benim gibi,
külli bir ayine olursunuz Rabbe. Evet su gibi acz ve fakr hamuruyla yoğrulmuş
bir fıtratta Muhammed-ül Arabi (AS) gibi bütün isimlerin en güzel göstericisi
külli bir ayine yazılır.
Su
gibi acz ve fakr eken, bereket ve Rahmet’i biçer. Nasıl toprağa acz ve fakr
duası olan suyu verirsek tohum bereketlenir ve rahmet olursa, göz yaşıyla
aczini ve fakrını ifade edip amelini süsleyen bir kul da, berekete ve rahmete
mazhar olur. Allah için bütün mahlukat adına dua edip gözyaşını akıtan bir
gönül rahmet ve bereketle dolar. Hayatı rahmetin ve bereketin mücessem tezahürü
olur ve ona ALEMLERİN RAHMETİ DENİLİR.
Bir
şeyi olmayan suya her şeyi veren Rab, bize de su ile her şeyi vadediyor. Su
gibi olursak tabi...
O
zaman ey nefis! Rabbine karşı su gibi aciz ol ki aziz olasın!...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder